Ne sürer dağa tırmanmak?
Kırk yıl. Esmerdir yerli kılavuzlar
Ufak tefek, yürekli, kaypak.
Rüşvet almazlar.
Kuzey yüzünü mü
önerirsiniz?
Kaş çatıyor bütün yüzler; seçin öyleyse.
Seyyahlar,
Kendi yolculuklarını anlatırlar,
sizinkini değil.
Basılacak sağlam yerleri saklamaz buz.
Kayaları okuyun. Onların sözü yaşar.
Ve zirvede?
Durursunuz.
Derler ki buradan görülebilirmiş
Şehir.
Bilmiyorum.
Aşağı bakarsınız. Garip gelir
yukarı bakıyor olmamak; emin olamazsınız
ne gördüğünüzden.
Kimisi şehir bu der; başkaları
daha uzak bir Alem sezer. Kılavuzlar döner.
Omuzlayın çantanızı, giyin ceketinizi.
Buradan aşağı ne bir iz var,
Ne bir amaç, ne bir yol, ne de yollar.
Akşamın o uçsuz bucaksız inişinde
O altın renkli pusulanın ta içinde
Bir kıpırtı, bir ışıltı belki: Dalgalar mı,
Kuleler mi, tepeler mi? Uzak, uzak.
Değişti kayaların dili.
Bilirdim bir zamanlar ne dediklerini.
Ne sürer iniş?
2 yorum:
birisi ursula kadının kitabını almış (:
ben bu kitabı lise 3deyken okuduğunu unutmuşum (: şimdi eski yazılara baktım da. ne güzel kitaplar okumuşuz öyle.
Yorum Gönder