Sadece benimdi,
zincirlerinden boşalmış bir at gibi koşan
beyaz okyanus,
ve o kum tepeciklerine gömdüm, altın anahtarını
yalnızlığımın.
(...)
Okyanusun ortasındaki bir adada geçirilen anları sözcüklere dökmeye çalışmak boşuna bir çabaydı. Onları yalnızca daha derinden yaşayabilir, içselleştirebilirdim. İşte bunun için dans ettim ben de. Güçlü bir tropikal yağmurun altında, ıslak kumlarda dans ettim. Denetimden çıkan, yarıda kesilip koşmaya, yürümeye, gündelik hareketlere dönüşen bale figürleri yaptım. Saçlarım ve parmaklarımla yakalamaya çalıştım rüzgârı, kasırgadaki bir ağaç gibi sallanarak devrildim, bir deniz kabuğu gibi kendi içime kapandım, bir tanrıya yakarırcasına okyanusa doğru diz çöktüm. Son kez dans ederken, baleden çok daha temel bir dansı, yaşamın kendi dansını keşfeden bir balerin gibi, dans etmeyi yeniden öğrendim.
1 yorum:
gitmek gerek. bulunur belki kabuk adam..
Yorum Gönder