- hiçbir şey bilmiyorum Tarrou, size yemin ederim ki hiçbir şey bilmiyorum. bu mesleğe ilk girdiğimde, işi öylece, farkında olmadan yapıp gidiyordu, çünkü bunu yapmak zorundaydım, çünkü bu gençlerin atılmak istedikleri ötekilerden farksız bir işti. belki de benim gibi bir işçinin oğluna daha da zor gelen bir iş. sonra insanların da bulunduğunu bilir misiniz? bir kadının tam ölmek üzereyken, "olmaz, olmaz!" diye bağırışını hiç duydunuz mu? ben, duydum. kendimi ne yapsam bu işe alıştırmama imkan olmadığını fark ettim. o sıralarda gençtim, içimde duyduğum iğrenmenin dünyadaki düzene uyduğunu sanıyordum. o zamandan beri daha alçak gönüllü oldum. yalnız, insanların ölmelerini seyretmeye hala alışamadım. bundan fazlasını bilmem. fakat buna rağmen:
Rieux sustu, yerine oturdu, ağzının kupkuru kesildiğini hissediyordu.
Tarrou yavaşça:
- buna rağmen? diye söylendi.
- buna rağmen, diye doktor sözüne koyuldu, ama tereddüt etti. Tarrou'ya dikkatle bakarak: "öyle bir şey ki bu, ancak sizin gibi insanlar anlayabilir, mademki dünyanın düzeni ölüm üzerine kurulmuştur, belki de tanrıya inanmamak ve onun susup durduğu gökyüzüne gözlerimizi kaldırmadan ölüme karşı olanca gücümüzle savaşmak tanrı için daha iyidir.
- evet dedi Tarrou, bunu anlıyorum. yalnız ne var ki sizin zaferleriniz hep geçici olmaya mahkum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder