4.4.08

Doruk


Ne sürer dağa tırmanmak?


Kırk yıl. Esmerdir yerli kılavuzlar

Ufak tefek, yürekli, kaypak.

Rüşvet almazlar.


Kuzey yüzünü mü

önerirsiniz?


Kaş çatıyor bütün yüzler; seçin öyleyse.

Seyyahlar,

Kendi yolculuklarını anlatırlar,

sizinkini değil.

Basılacak sağlam yerleri saklamaz buz.

Kayaları okuyun. Onların sözü yaşar.



Ve zirvede?


Durursunuz.


Derler ki buradan görülebilirmiş

Şehir.


Bilmiyorum.


Aşağı bakarsınız. Garip gelir

yukarı bakıyor olmamak; emin olamazsınız

ne gördüğünüzden.

Kimisi şehir bu der; başkaları

daha uzak bir Alem sezer. Kılavuzlar döner.

Omuzlayın çantanızı, giyin ceketinizi.

Buradan aşağı ne bir iz var,

Ne bir amaç, ne bir yol, ne de yollar.

Akşamın o uçsuz bucaksız inişinde

O altın renkli pusulanın ta içinde

Bir kıpırtı, bir ışıltı belki: Dalgalar mı,

Kuleler mi, tepeler mi? Uzak, uzak.

Değişti kayaların dili.

Bilirdim bir zamanlar ne dediklerini.


Ne sürer iniş?

2 yorum:

eloise vera dedi ki...

birisi ursula kadının kitabını almış (:

eloise vera dedi ki...

ben bu kitabı lise 3deyken okuduğunu unutmuşum (: şimdi eski yazılara baktım da. ne güzel kitaplar okumuşuz öyle.