20.4.08

Ateşten


Haykırıyorum:

-Cemal! İhsan! Bak benim de iki bacağım koptu, kafam parçalandı. Bana karşı muhabbetinizde aşağı eğilen bir şey vardı. Niçin bunları görmeden öldünüz? Ben de bu ezeli şeyler için, bayrak için, namus için parçalandım.
Neferim başıma kolonya sürüyor, gözleri nemli:
-Beğim, Beğim, onlar şehit oldu. Ne mutlu, ağlama, diyor.

Salim'in elini tuttum; çektim, gözünün içine baktım:
-Sen bacaklarını kaybetsen, Fatman seni daha çok sever mi?

Salim anlamamış gibi gözlerini açtı. Sonra yavaş yavaş gözlerine eski manasızlığı geldi:
-Yavuklunu mu düşünüyon Beğim? dedi.

Salim'in ağzını elimle kapattım. Başım düştü.


Niçin ruhumun bu ateş gömleği sırtımdan geçiyor? Gözümden, dilimden kızıl, yakıcı yenlerini gösteriyor?

Hiç yorum yok: