hayatının son yıllarında neredeyse yatalak hale gelmiş ve bunamış olan seksen üç yaşındaki henriette teyzem, birkaç ayda bir tekerlekli sandalyesiyle ya kırk yıl önce ölmüş teyzelerinden birine ya linz'deki eski evine ya da ruhr bölgesinde yaşayan, belli belirsiz anımsadığı akrabalarının yanına kaçmaya çalıştığı huzurevinde yatarken, ölümünden hemen önce hayatının en aklı başında cümlesini kurdu: "kim derdi ki," dedi henriette teyzem, kendisini ziyaret etmek için seksen yedi yaşındaki alzheimerli babamla birlikte bad zel'den trenle gelmiş olan ve neredeyse yetmiş yedisine varmış bulunan anneme, "ana babamız bizi bir gün böylesine ortada bırakıverecek."
annem daha aynı günün akşamı linz'e geldiğinde bana bunu anlatırken başını salladı. ben de başımı sallayıp gülsem de aslında pek şaşırmadım, zira henriette teyzem, dediğim gibi öyle bunamıştı ki, akrabalarından birinin onu eve alıp ona bakacağını düşünüyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder