22.1.08

Karşıt İki Uç


"hatırlıyor musun," dedim, "hani bir gece tiyatrodan sonra birlikte otostopla okula dönmüştük?"
"hatırlıyorum."
"hani bana en çok kentin içinde mi yoksa dışında mı yaşamak istediğimi sormuştun."
"sen ne demiştin ki..."
"ben de demiştim ki kentin hem içinde hem de dışında yaşamak isterim."
buddy başını salladı.

ani bir şiddetle, "sen de," diye devam ettim, "gülmüştün ve bu sorunun o hafta psikoloji dersinde gördüğünüz bir ankette bulunduğunu ve benim gerçek bir nörotikin yapısında sahip olduğumu söylemiştin.

buddy'nin gülümsemesi donuklaştı.
"haklıydın da. ben gerçekten nörotikim. ne kentin içinde ne de dışında yerleşebilirim."
buddy yardım etmek istercesine, "ikisinin ortasında yaşayabilirsin," diye önerdi. "o zaman bazen kente bazen de kıra gidebilirsin."
"peki bunun nörotik olmakla ne alakası var?"

buddy sorumu yanıtlamadı.
"evet?" dedim sertçe. ruh hastalarının suyuna gitmek yararsız diye düşünüyordum, onlar için en kötü şeydir bu, büsbütün çileden çıkarlar.
"hiç," dedi buddy. sesi soluk ve durgundu.
"nörotik ha!" hakaret dolu bir kahkaha attım. "eğer iki karşıt şeyi aynı anda istemek nörotiklikse ben tepeden tırnağa nörotikim. yaşamımın geri kalan kısmını karşıt şeylerin birinden öbürüne uçmakla geçireceğim."

buddy elini elimin üstüne koydu.
"bırak ben de seninle uçayım."

Hiç yorum yok: