27.3.12

savas super bir seydir, baris o kadar degil.

sanirim daha az alet edevata ihtiyac oldugu icin baris, savasin yaninda daha az donanimli duruyor. dogru durust muhimmat sahibi bir sozcuk degil baris. soylece havada duruyor, kus gibi. balik gibi kaygan bir sey sanki. savasi ise elle tutabiliyorsun, ne guzel. kursun var mesela, net. oluyorsun sonsuz bir netlikte. sonra tanklar var, ayak izleri elbette baris adli enayi bir kusunkilerden daha gozle gorunur. ucaklara ne demeli? hele ki f 16'lar, dinlemelere doyamazsiniz sesini. hele ki soyle taciz amacli kafanizin tepesinden gecsin, cigerleriniz yarim saat sallanir gurultusunden. tufek mesela, ne kadar somut bir hadise. tutuyorsun elinle. ama baris icinde yasamak oyle mi! gecip gidiyor bir kusun tuyu gibi suyun uzerinde... savas daha zengin durur neticede. uniformalar, metaller, rap rap yuruyup hir hor bagirmalar filan. baris metelige kursun atar, bir pantolon bir gomlek sibidibidibidipdip... "yasamayi severiz sibidibi..." her zaman daha bir sersem durur "oldursek ne guzel degil mi!" cumlesinden. oyle bir yani vardir insanoglunun. neden bilmem savastan bahsedince sanki daha ciddi bir sey konusuyormus da sira barisa gelince oyle daha bir laylaylom havalardaymis gibidir. barisin havai bir havasi vardir da savas "tas gibi"dir biraz daha.
anliyorum yani, savastan konusan insan kendini daha bir ayaklari yere basar bulur. daha bir olgun sanki. sanki "gercek hayattan" bahseder savastan soz eden, baris ise devlet nizami icinde durup dururken ruya anlatmak gibidir sanki. genc isi, deli isi gibi bir sey. savas, "biz hayat universitesinde okuduk anniyo musun?" raconu keser de baris daha biraz cambridge'de yastik yuzleri uzerine doktora yapmis gibidir. yani kisaca soyleyecek olursak savas havalidir, baris biraz muhallebi cocugu. dolayisiyla, kendini 'kaave'nin onunde zincir sallayan, dunyadaki tek emeli 'kendi isini'(bir meslegi olmayanlarin meslegidir bu) kurmak olan genc bir adam kadar havali hissedenlerden 'hayat dersleri' aliriz. biz baristan soz edenler ise biraz daha trt'den origami ogrenmeye calisan cocuklar gibi dururuz.
(...)baris isteyenlerin savasa, dovuse, kavgaya hazir olmasi gerekiyor. savas isteyenlerden daha fazla. hatta belki savas isteyenlerin bizim kadar siddete maruz kalma ihtimali olmayabilir. ne de olsa onlar hor hor bagirip ondan sonra da kenara oturup tabutlarin gelmesini televizyondan, aksam yemegi yerken izleyebilirler. kimse onlara, "siz savas istediniz, buyrun savasin." demeyecek basilsa. ama baris isteyenlere, oyle gorunuyor ki, "baris istedin ha?" diyerek falaka sirasi gosterilecek. upuzun bir falaka sirasi... nasilsa tabutlar gelirken kimse donup "arkadas sen savas diyordun, ne yapacagiz simdi bu gozleri kapali oglan cocuklariyla?" demeyecek. niyeyse yine bize donecekler: "baris isteyen sendin degil mi? yuru bakalim dayaga!" ne tuhaf degil mi? her olumde, her asker dustugunde savas isteyenlere degil, baris isteyenlere donuyor kufur. hem bu kadar fasikyeden sayilip hem de bu kadar dayak yemek?.. her seferinde "kimse olmesin" diyenlerin olumden sorumlu tutulmasi?.. ezcumle, baris istiyorsaniz kavgaya hazir olun. cunku siz isteseniz de istemeseniz de dayak gelecek...

Hiç yorum yok: