"Niye ama?" dedi Ernest. Kitabı gösterdi. "Bundaki düşünceler tanrısal nitelikte değil mi?"
"Tanrısallığın izini taşıyorlar yalnızca," diye karşıladı ozan. "Onlarda göksel bir türkünün uzaklardan gelen yankısını duyabilirsin. Ama yaşamım, sevgili Ernest, pek de uyumlu değildi düşüncelerimle. Yüce düşlerim vardı, gelgelelim yalnızca düştü bunlar, çünkü -kuşkusuz kendi seçimimdi bu- aşağı ve değersiz gerçeklerin arasında yaşadım. Hatta kimileyin - yüzüm tutup da nasıl söylüyorum bunu- kendi yapıtlarımın doğada ve insan yaşamında açığa çıkardığı söylenen o yücelik, güzellik ve iyiliğe olan inancımı yitirdim. Söyle o zaman, ey doğruyu ve iyiyi arayan kişi, oradaki kutsal yüzü bende bulacağını nasıl umabildin?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder