21.7.09

Başka Bir Zaman Anlatılmalı

İnsan tutkuları bilmecemsi şeylerdir ve bu, çocuklarda da yetişkinlerdekinden farklı değildir. Buna yakalananlar ne olduğunu açıklayamazlar; benzeri bir şeyi hiç yaşamamış olanlarsa kavrayamazlar. Bir dağ doruğuna ulaşmak uğruna hayatlarını tehlikeye atan insanlar vardır. Nedendir; hiçkimse, kendileri bile açıklayamaz. Kimisi, onun adını bile duymak istemeyen birinin gönlünü fethetmek için kendini harap eder. Bir başkası, damak zevklerine -ya da şişeninkine- karşı duramadığı için kendini mahveder. Bazısı, şans oyunlarında kazanmak uğruna bütün varını yoğunu verir ya da her şeyini asla gerçek olmayacak bir saplantıya feda eder. Kimisi ancak olduğundan başka türlü olursa mutlu olabileceğini inanır ve hayatı boyunca dünyayı dolaşır. Bazısı da güç sahibi olmadan huzur bulamaz. Kısacası, ne kadar değişik insan varsa, o kadar da değişik tutku vardır.

.
.
.

Atréju çabucak ekledi: "Onu kurtarmazsak ölecek."
"Olabilir!" diye yanıtladı Morla.
"Ama onunla birlikte Fantazya da yok olacak!" diye bağırdı Atréju. "Hiçlik her yere yayılmış bile. Gözlerimle gördüm."
Morla ona kocaman boş gözlerinin ta içinden baktı.
"Buna bir diyeceğimiz yok, değil mi?" diye guruldadı.
"O zaman hepimiz yok olup gideceğiz!" diye haykırdı Atréju. "Hepimiz!"
"Baksana ufaklık," dedi Morla, "bize ne bundan! Bizim için hiçbir şey önemli değil artık. Bizce hepsi bir, hepsi bir!"
"Sen de yok olacaksın Morla!" diye öfkeyle haykırdı Atréju. "Sen de! Bu kadar yaşlısın diye Fantazya'dan çok yaşayacağını mı söylemek istiyorsun yoksa?"
"Baksana," diye guruldadı Morla, "biz yaşlıyız ufaklık, çok yaşlı. Yeteri kadar yaşadık. Çok şey gördük. Bizim kadar çok bilenler için hiçbir şey önemli değildir artık. Her şey durmadan yenilenir, gece gündüz, yaz kış. Dünya boş ve anlamsızdır. Her şey bir çemberde döner durur. Gelen gitmek, doğan ölmek zorundadır. İyilikle kötülük, aptallıkla bilgelik, güzellikle çirkinlik, hepsi birbirini yok eder. Her şey boştur. Hiçbir şey gerçek değildir. Hiçbir şey önemli değildir."
Bir süre sonra Morla'nın yeniden konuştuğunu duydu:
"Sen gençsin ufaklık, biz yaşlıyız. Sen de bizim kadar yaşlı olsan, kederden başka bir şey olmadığını bilirdin. Baksana. Hepimiz, sen, ben, Çocuk İmparatoriçe, hepimiz neden ölmeyelim? Her şey yalnızca bir görüntüdür zaten, hiçlikte bir oyun yalnızca. Hepsi bir. Bizi rahat bırak ufaklık, çek git!"

.
.
.

O anda Bastian ağır bir deneyim ediniyordu: İnsan dileğinin yerine gelmeyeceğini bildiği sürece -belki de yıllar boyu- bir şeyi dilediğine inanmış olabilir. Ama dilediği düşün gerçekleşme olasılığı ansızın karşısında durunca, o zaman tek bir şeyi diler: Onu hiç dilememiş olmayı.




Hiç yorum yok: