25.4.11



''Annemi ölürken hatırlıyorum.Solmuş ve ağarmış görünüyordu.Korkup korkmadığını sordum.
Sadece kafasını salladı.Onu ölü gördüğümde, dokunmaya korktum.Onun Tanrı'ya dönüşünde güzel ya da coşku verici hiçbir şey bulamadım.Ölümsüzlük hakkında konuşanları duydum,ama hiç göremedim.Nasıl öleceğimi merak ediyorum.O an son nefesi aldığımı bilmek neye benzerdi.Umarım tıpkı annem gibi olur.Aynı onun sakinliği ile.
Çünkü nerede saklıysa bu ölümsüzlük,görmedim.''

17.4.11

Walden


Yaşam budur işte, tarafımca büyük kısmı sınanmamış bir deney, ne var ki yarar sağlamıyor başkalarının denemeleri de. Eğer değerli bulduğum bir deneyime sahipsem, eminim bunu akıl hocalarımdan öğrenmediğimden.


-


Ormana gittim çünkü bilerek yaşamak istedim. Yaşamın yalnızca asıl gerçeklerine yönelmek ve öğretmiş olduğu şeyleri öğrenip öğrenemediğimi görmek için ve bir de ölüm kapımı çaldığında, aslında hiç yaşamamış olduğumu düşünmemek için gittim ormana… Yaşamak öyle değerli ki, ne yaşamın kendisi olmayanı yaşamayı ne de gerçekten gerekmediği sürece vazgeçmeyi istedim.


-


Bir çoban vardı; düşüncelerini,

Sürekli geçtiği ve sürülerini otlattığı

Dağlar kadar yüksekte tutar,

Onlar kadar asil yaşardı.



12.4.11

Okyanusun derin uğultusu.
Düşüncenin erişebileceğinden daha uzak kıyılarda patlayan dalgalar.
Derinlerin suskun gürlemeleri.
Ve bütün bunların arasından çağıran sesler ya da sesler değil titreşen mırıltılar,kelimecikler,yarı ifade edilmiş düşünce şarkıları.
Selamlaşmalar,selamlaşma dalgaları,ifade edilmemiş olana doğru kayan,birlikte kırılan sözcükler.
Yerküre'nin kıyılarında bir keder çatırtısı.
Sevinç dalgaları-nerede?Tanımlanamaz şekilde bulunmuş bir dünya,tanımlanamaz şekilde erişilmiş,tanımlanamaz derecede ıslak,bir su şarkısı.
Sesler şimdi çok sesli bir müzik oluşturuyor,gürültülü açıklamalar,kaçınılmaz bir felakete dair,yok edilecek bir dünyaya dair,bir çaresizlik dalgası,bir ümitsizlik spazmı,ölümcül bir düşüş ve yine kırılan sözcükler.
Sonra bir ümit kıvılcımı,sarmalanmış zamanın izleri arasında bir gölge Yerküre'nin bulunuşu,sulara gömülen boyutlar,paralellerin çekim gücü,derin çekim gücü,iradenin bir fırıldak gibi dönüşü,fırlatılıp parçalara ayrılışı,uçuş.Eskisinin yerine konan yeni bir Yerküre,yunusların gidişi.
Sonra sersemletici tek bir ses,oldukca berrak.
''Bu kavanoz size İnsanları Koruyalım Kampanyası tarafından iletildi.Size veda ediyoruz''
Sonra uzun,ağır ve kusursuz grilikteki bedenlerin akıl almaz derinlikte bir bilinmeyene doğru yuvarlanarak uzaklaşmasının sesi,sessiz kıkırdamalar.

5.4.11

Tek istediğim geriye dönüp şöyle demekti:''Bakın! Varoluş beni hapsedemedi.Bakın! Kayboluyorum!Bir daha hiçbir şey,hiçbir insan tuzağı beni kapana kıstıramaz.Dinimi reddediyorum!Muhteşem bir an yaşıyorum!Özgürüm!''

3.4.11

Biz Caladan'dan geldik - türümüz için cennet olan bir dünyadan.Caladan'da fiziksel ya da zihinsel bir cennet inşa etmeye gerek yoktu;orası zaten cennetti.Bunun bedeliyse,insanların bu hayatta cennete sahip olmak için hep ödedikleri bedeldi...yumuşamış,körelmiştik.

1.4.11

Bu gülümseme benim sonum olacak!